Metris firarına ilişkin kamuoyuna zorunlu bir açıklama


 


Halil Gündoğan

16.11.2025

 

 

Bundan kısa bir süre önce bir arkadaş, izlemem için bir video göndermişti. Melih Çapın yapımı, “Türkiye tarihine geçen firar: Metris Cezaevi” isimli bir videoydu. Bu firarı doğrudan yaşayan, tüm çalışmaların, Hüseyin Karakuş başkanlığındaki firar komitesi adına birinci dereceden koordinasyonluğunu üstlenmiş ve bu firarın tüm detaylarını “Metristen Munzur’a Bir Firarinin Öyküsü” isimi altında, dört yüz küsur sayfalık bir kitapta anlatmış biri olarak; doğallığıyla, heyecan ve merakla açıp izlemeye başladım.

 

Daha ilk anlatımlarla nasıl bir sahtekarlık ve emek hırsızlığıyla ve nasıl arsız bir çarpıtma ve düzmece kurgu yapıldığıyla karşı karşıya olduğumu anlamış oldum. Gerçekten de utanç verici bir durumdu. “Şurası gerçeğe uygun” diyebileceğim en ufak bir anlatı dahi yoktu. Yani tamamen kurgusal bir yalan ve sahte bir “kahramanlık” öyküsü uydurulmuştu.

 

Anlatıya göre olunmazı olur kılan bu müthiş firarın baş mimarı TDKP’li Mustafa Yıldırımtürk’müş. Kaçış fikri dahil, kaçış planı, tünelin nereden ve nasıl açılacağı fikri de onun beyninin eseriymiş. Firar faaliyetinin her bir kritik aşamasında ve her bir tıkanma anında dahiyane çözüm gücüyle devreye girip işleri yoluna sokanmış. Anlatıya göre firar faaliyeti ve firar anı tamamen bunun komuta ve koordinasyonu altında olup bitmişmiş. Yani bunun dışında eylemden sorumlu kolektif bir irade falan da yokmuş. Hatta öylesine tek belirleyenmiş ki tünelden ilk çıkan da oymuş. Durumun normal olduğuna karar verip, diğerlerinin gelmesini sağlamışmış. Kaçacakların tümü tünelden çıkınca da görevini tamamlamış olarak artık herkesin kendi başının çaresine bakmasını istemişmiş.

 

Videoyu büyük bir öfkeyle izleyip bitirdikten sonra, yorum olarak, mealen: Bu anlatının doğru olmadığını, tamamen uydurmasyon ve çarpıtma olduğunu, firarın beyni ve baş mimarı olarak takdim edilen Mustafa Yıldırımtürk’ün, firar edenlerden biri olma dışında hiç ama hiçbir rolünün olmadığını ifade ederek, yapımcıyı ayıpladım.

 

İki gün önce videonun yorumlar bölümüne baktığımda, yorumumun silinmiş olduğunu gördüm. İkinci kez olarak şunu yazdım: “Merhaba. Bu anlatıya ve kurguya yaptığım itirazı neden sildiniz? Sahtekârlığın bir başka versiyonu. Mustafa Yıldırımtürk’ün bu firarda, firar edenlerden biri olma dışında hiç ama hiçbir rolü olmamıştır. Firarın tüm detayları Metristen Munzur’a Bir Firarinin Öyküsü isimli kitabımda mevcut. Sizi kınıyorum bu sahtekârlığınızdan ötürü.”

 

Benzeri bir kınamayı da Mustafa Yıldırımtürk’e iletmeleri için buradaki yetkili arkadaşlarından birisine ulaştırdım. Ancak herhangi bir yanıt alamadım.

 

Uyarı yorumumun silinmesi üzerini durumu kamuoyu ile paylaşma ve bu sahtekârlığı teşhir etme gereği duydum.