02.01.2023
Halil GÜNDOĞAN
Kısa bir süre önce; “Bir İşkence hane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi’nin Sansaryan Hana ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.
Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.
Prensip olarak, yapılan her eleştiriye yanıt verme ya da beğenmediğim değerlendirmelere reaksiyon gösterme şeklinde bir tutum içinde değilim.
Bu yazıda Süleyman Cihan'a ilişkin dile getirdiklerime gösterilen tepkilerden bazılarını birkaç arkadaş benimle paylaşınca, bir açıklama yapma gereği duydum.
“Bunları bugüne kadar niye dile getirmemiş te, şimdi dile getiriyor acaba?" Ya da; “bugüne kadar niye susmuş ta bugün konuşuyor?” vs. gibi iddiaların bir gerçekliği yoktur.
Dediğim gibi, en azından zahmet edipte kitaplarım okunmuş olsaydı; bu kadar ezberden ahkam kesmeye de gerek kalmazdı.