Emperyalist küresel sistem, kurulu hukuki nizamını yitirerek, içten çökmüştür artık.

 


 

Halil Gündoğan

1.03.2025

 

 Barış içinde bir arada yaşayabilme garantörü olarak ulusal ve uluslararası toplumsal sözleşmeler

Gerek yerel ve gerekse küresel, ya da gerek ulusal ve gerekse uluslararası her toplumsal birlik, barış içinde bir arada yaşama kabiliyetine ancak ki ulusal veya uluslararası sözleşmelerle ve birliğin her bir üyesinin bu sözleşmelere uymasıyla sahip olabilir. Bu gereklilik zaten sosyal pratiğin bir ihtiyacı ve dayatması olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü ulusal ve uluslararası toplumları barış içinde bir arada tutabilmenin bir başka yolu da yoktur. İşte yerel ve küresel toplumsal sözleşmeler böylesi bir ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıkmışlardır. Fakat toplumların yaşamı statik olmayıp dinamik olduğundan; toplumsal sözleşmeler de buna koşut olarak statik değil, dinamiktirler. Yani istikrarlı geçerliliği ve hükmü ancak ki toplumların onu bir ihtiyaç olarak var eden koşullarının değişme periyodu süresincedir.

 

Süren operasyonlar: İslamcı faşist iktidarın “iç cephe tahkimatı”

 


Halil Gündoğan

26.02.2025


Yeni bir politik strateji ihtiyacı


Malum olduğu üzere “Türk Devlet aklı” bir süreden beridir “iç cephenin acilen tahkimi” ve Kürt-Türk İttifakına gidilerek “iç barışın” sağlanması şeklinde formüle edilebilecek yeni bir politik strateji benimser oldu. Oysa bu sömürgeci-ilhakçı faşizan odak yıllardır, “Pençe Kilit” vb. fantastik isimli imha savaşlarıyla “ha bugün ha yarın, bu işi savaş yöntemleriyle kökünden halletmekte kararlıyız” vaatleriyle toplumu zehirlemekle meşguldü. Fakat özellikle BOP kapsamında Orta Doğu’nun yeniden dizaynında “Aksa Tufanı” Operasyonunu “ayağa gelmiş eşsiz fırsat” olarak değerlendirerek, oldukça agresif bir karşı atakla harekete geçen ABD-İsrail yayılmacılığı karşısında pozisyon alabilmek için işte böylesi bir “makas değiştirme” gereği duydu.

 

Gazze’yi “Orta Doğu’nun Riviera’sı” yapma hesapları: İŞGAL VE İLHAK

 


 

Halil Gündoğan

22.02.2025

 

Trump’un tarihsel genetik kodları

ABD başkanı sıfatıyla, “efendi” Trump, İsrail’in Gazze’yi ABD’ye devretmesinden bahsediyor… Elbirliğiyle adeta moloz yığınına çevirdikleri bu kadim Filistin yurdunu, geriye kalan yerli halkından da tamamen arındırarak; “Orta Doğu’nun Riviera’sı” olacak şekilde yeniden inşa edip, zenginler için bir cennet bahçesine çevirmek istiyormuş. Yani bir bakıma, tıpkı atalarının, Kızılderilileri soy kırımdan geçirip, yurtlarını işgal ve ilhak ederek bugünkü ABD’yi var edişlerinde olduğu gibi… (https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1z%C4%B1lderili_soyk%C4%B1r%C4%B1mlar%C4%B1)

 

Barış ve demokrasi talebi, öngörülen “Türk-Kürt İttifakı” ile karşılanabilir mi?

 


Halil Gündoğan


15.02.2025


Türk Devleti’nin “beka sorunu”: Bölünme histerisi

Malum olduğu üzere Türk Devleti, bölgesel gelişmelerden devşirdiği “beka sorunu” üzerinden, kendince bir takım strateji ve taktikler belirlemiş durumda. “Beka sorunu” olarak addettiği şeyin temelinde ise; bölünüp-parçalanma korku ve riski yatıyor. Gerçi bu, yeni peydahlandıkları bir korku da değil; asırlık bir korku. Binlerce kez “artık bir daha baş kaldıramazlar” dedikleri Kürtlerin bir gün, o “bölünmez vatan” dedikleri kanlı vatanlarına kattıkları K. Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan edeceklerinden duydukları histerik korku…

 

Gerçekten de “Emperyalistler Rojava Modelini Yıkmak (mı) İstiyor”?


 




Halil Gündoğan

8.02.2025

 Algı oluşturma metodu olarak yanılsatma

Bir şeyleri olduğundan farklı gösterip sunmak veya bazı şeylere, o şeylerin öz gerçekliğinden çok daha farklı bir şeyler atfetmek; kimi kesimlerin adeta amentüsü olmuş gibi… Bu tutum, özellikle de Kürt Ulusal Hareketi somutunda çok daha yaygın ve baskın... Ne kadar bilinçli bir tercih olarak devreye sokulmuştur, bilinmez ama; bir algı oluşturma metodu olarak kullanılmaya başlandığı kesin: Yaptıkları ve yapacakları her şeyin müstesna olarak görülmesini istiyorlar. Keza yaptıkları veya yapmakta oldukları şeylere bir kutsiyet atfederek; onların güçlü bağlılık ve kenetlenme motivasyonuyla sahiplenilmesini istiyorlar.

 

Yeni “barış” sürecinde Türkiye ve K. Kürdistan’da silahlı mücadele

 


Halil Gündoğan

1.02.2025

 

Yeni bir “barış” süreci kotarılıyor

Malûm olduğu üzere Türk Devleti, Bölgesel gelişmeler merkezli olarak, bir süreden beridir kendisi için bir “beka sorunu” riski algısı içerisinde. Tabii kendince, buna karşı çeşitli taktik ve stratejik hamleler de geliştirmekte. Bu hamlelerden biri de tarihteki benzer örneklerinden de aşina olduğumuz “Kürt-Türk İttifakıdır”. Ne zaman ki kendisini bir varlık-yokluk ikileminde hissetmişse; orada hemen Kürtlerin imdadına sığınmaya çalışmıştır. Şimdi de benzer bir ikilemi yaşıyor olmalı ki on yıllardır katliamlardan geçirmekte olduğu Kürtler ile, “bin yıllık kardeşliğini” hatırlayıp; “hadi barışalım. Biz, etle-tırnak misali, ayrılamaz kardeşiz” retoriğine sarıldı.  Bu elin, Öcalan üzerinden tutulabileceği kurnazlığını da yaparak; “barış” teklifinde bulundu. Öcalan ile nasıl bir pazarlık geliştirdiklerini ve neler üzerinde anlaştıklarını, her iki taraf da şimdilik bir “devlet sırı” olarak “gizli” tutuyor olduğundan; haliyle, kamuoyu bilmiyor. Ama sonuçta şu veya bu şekilde, Öcalan ile bir “Kürt-Türk İttifakının” kotarıldığı kesin. Bu, PKK’nin olası vetosuyla karşılanmaz ise; bir “barış” anlaşması ile sonuçlanacağı rahatlıkla söylenebilir. Nitekim Erdoğan, süreci doğrudan sahiplendiği o ilk beyanatında bunu aleni bir şekilde teyit etti de. (https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fandan-pkkn%C4%B1n-la%C4%9Fvedilmesiyle-ilgili-a%C3%A7%C4%B1klama/a-71299406 )