TURAN TALAY’IN ANISINA…


Halil Gündoğan

16.10.2023

 

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Ak ciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

 

Bir, birbuçuk ay gibi sancılı bir sürecin ardından, ölüm onu yaşamdan tamamıyla koparıp aldı maalesef ki.

 

“BU BİR ÇIKMAZ SOKAK. 3. DÜNYA SAVAŞI YAKLAŞIYOR.” MU GERÇEKTEN DE?


Halil Gündoğan

13.07.2023


 

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

 

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3. Dünya Savaşı yaklaşıyor.”[1]

 

Hatırlanacağı üzere bundan bir süre önce eski ABD Başkanı Trump da dünyanın top yekün bir nükleer savaş tehdidi altında olduğu uyarısında bulunarak şu sözleri sarf etmişti:

 

KAYPAKKAYA ARDILI HAREKETİN BÖLÜNME VE ‘BİRLİK’ SORUNU ÜZEREİNE


Halil Gündoğan

7 Temmuz 2023

 

1- Çok parçalılık, bölünme/kopuşma ve ayrışma sorunu;

‘Yakın tarih’ olarak, 1968 süreci ve 1970 başlarında ortaya çıkışı itibariyle ele alındığında görülecektir ki Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi (TKKDH), sınıflı toplum gerçekliğinin doğal bir gereği olarak da zaten parçalı/çok bölüklü olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu, elbette anlaşılır ve kabul edilebilir bir durumdur. Çünkü farklı toplumsal kesimlerin günü ve geleceği yorumlayışları, güne ve geleceğe dair istem ve beklentileri birbirinden farklı olduğundan; bunların her birinin kendi siyasal programları ve şiarlarıyla, bunun ifadesi olan kendi öz siyasal örgütlükleriyle toplumsal mücadelede yer edinme istem ve gayretleri, eşyanın tabiatı gereği, normal bir durumdur.

KATLİAMININ 30. YILINDA MADIMAK VE ES GEÇİLEN BAŞBAĞLAR…


Temmuz 2023

Halil Gündoğan

 

Sözüm öncelikle komünist ve sol-sosyalist kesime: Ne zaman gerçek anlamıyla adil olmayı ve çifte standartçı yaklaşımları terk etmeyi başaracağız acaba? Ne zaman 'bizim cenah' dediğimiz kesimlerce de halka karşı işlenmiş ağır suçları tereddütsüzce kınayacağız acaba?

 

Çok genelleme yaparak, üzerinde durmak istediğim esas konuyu bunun gölgesinde silikleştirmek istemiyorum.

 

Her 2 Temmuz'da Madımak katliamı kınanırken; Başbağlar katliamı neden sessizce es geçiliyor acaba?

2023 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE İLİŞKİN BOYKOT TAVRI NEDEN DOĞRU DEĞİLDİR


10.03.2023

Halil Gündoğan


Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir. Görülemeyen ve tam olarak somut karşılığının ne olduğu/olacağı yeterince kavranamayan ve dolayısıyla da isabetsiz tutumların geliştirilmesine kaynaklık eden temel faktör de tam olarak budur. Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçiminde “devrimci demokrat” aday çıkarılacak olsa bile, kazanma şansı olamayacağından, bunun desteklenmesi, sürecin ihtiyacını duyduğu sonucu sağlayamayacak ve dolayısıyla da buraya verilecek oylar Erdoğan’ın seçilmesi sonucunu doğuracaktır.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR


11 Mart 2023

Halil GÜNDOĞAN

 

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

 

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

 

Sorunun özü, başlıkta da ifade edildiği gibi; insan soyunun, tarihin bir kesitinde üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezen-ezilen cins olarak sınıfsal bir ayrışıma uğramasıyla, anaerkil sistemden, erkek egemen sisteme geçilerek, cinsler arası eşit haklar ilkesinin ortadan kaldırılarak, kadının köleleştirilmiş olmasıdır. Ve böylece o kesitten itibaren toplumun başlıca çelişmelerinden birisi de ezen-ezilen cins çelişmesi olagelmiştir.

 

Ataerkilizm, kendisi de bir sistem olmakla birlikte, ancak kendi başına yalıtık bir şey olmayıp, sürecin egemen özel mülkiyet sistemlerine entegre olarak varlığını sürdürür. Nasıl ki geçmişte köleci ve feodal sisteme içkindiyse; bugün de kapitalist sisteme içkindir.

 

Katledilişinin 50. Yılı vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML


Şubat 2023

Halil Gündoğan

 


Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye- K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

 

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

 

“Türkiye’de komünist mücadelede şimdiki halde en tehlikeli olan fikirlerdir. Onun yazılarında savunduğu görüşler ve öngördüğü mücadele metotları için hiç çekinmeden ihtilalci komünizmin Türkiye’ye uygulanması diyebiliriz.” (TKP-ML Dava Dosyası, MİT Raporu.1973)

 

2023 SEÇİMLERİNDE OKUN SİVRİ UCUNU NEDEN HAKİM SINIF KLİKLERİNDEN EN GERİCİ VE EN FAŞİST OLANINA YÖNELTMEK ZORUNDAYIZ?


09.02.2023

Halil GÜNDOĞAN

 


Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

 

Gerek toplumların yaşamında ve gerekse sınıflar arası mücadelede bazen, ‘normal’ olanın dışında, çok kritik anlarla yüz yüze kalınır. Tarihi anlardır o anlar. Ya doğru strateji ve taktiklerle geriye, daha yıkıcı ve kötü olana gidişin önüne set çekmek başarılır ya da aymaz tarihi öngörü körlüğünün ceremesini bir toplum olarak yaşamak zorunda kalınır. Bunun kahredici örnekleri tarihin her kesitinde çokça vardır ve çoğumuz da bunlardan en azından bir iki tanesini biliriz. 2023 cumhur başkanlığı seçimleri de işte böylesi kritik bir eşiği ifade eder. Çünkü Tayip Erdoğan ve kullanışlı aparatı AKP için 2023 seçimleri, kendi tabirleriyle, ‘hedefe varmak için’ binecekleri son ‘demokrasi treni’dir. Yirmi yıldır iktidarda olan ve başkanlık sistemiyle de tüm yetkileri kendisinde toplamışken, acaba yapmadıkları daha başka ne kalmış ki millet adına; “yeter, söz ve yetki milletin!” şiarıyla 2023 seçimlerini ille ki kazanmaları gerekiyor?

 

ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

 

02.01.2023

Halil GÜNDOĞAN

 

Kısa bir süre önce; “Bir İşkence hane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi’nin Sansaryan Hana ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

 

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.