Kıbrıs Türkleri için olur ama Kürtler için zinhar olamaz


Halil Gündoğan

21.07.2025

 

T.C Devletinin başı sıfatıyla R.T Erdoğan, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı” vesilesiyle K. Kıbrıs’ta düzenlenen törende yaptığı konuşmanın bir bölümünde aynen şunları söylüyor:

 * “Kıbrıs Türklerinin kaybedecek bir 60 yılı daha yok. Biz artık tüketilmiş federasyon modeline dayanan BM parametreleriyle vakit kaybedemeyiz.”

 * “1571’den beri Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkı kendi öz yurdunda sığıntı gibi yaşamak zorunda bırakıldı.”

 * “Kıbrıs Türklerini azınlık görüp sözde devletlerine yamamaya çalıştılar. Federal çözüme karşı, Rumlar üniter devlet diye tutturmuşlardır.”

 * “Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın ortaya koymuş olduğu iki devletli çözüm vizyonunun tüm gücümüzle arkasındayız.” (abç.) (*)

 

Yukarıya aktarılanlar, prensip yoksunu burjuva siyasetçilerinin tutarsızlığının, iğrenç ikiyüzlülüğünün, çifte standartçı yaklaşımlarının ve de arsızlığının tipik örneklerinden bir diğeridir sadece. Bu tutumun iğrençliğini binlerce misli arttıran ise; insanların gözünün içine baka baka bunları fütursuzca yapıyor oluşlarıdır. Düşünsenize bunları, hem de “bin yıllık kardeşlik” masallarına yeniden sarılma ihtiyacı duydukları şu günlerde Kürtlerin gözlerinin içine baka baka tekrarlıyor “T.C Devlet Başkanı” sıfatı taşıyan dinci faşist şef Erdoğan.

 

En başta da Türk ve Kürt halkının ve ama özellikle de Kürt Siyasal Hareketi liderlerinin (Öcalan’ı dışta tutarak) bunun yakasına yapışıp sorması gerekiyor:

 

* Kıbrıs Türklerinin kaybedecek bir 60 yılları daha yoksa; Kürtlerin neden kaybedecek bir yüz yılı daha olsun?

 

* 1571’den beri Ada’nın asli sahipleri olana Kıbrıs Türklerinin kendi öz yurtlarında birer sığıntı olarak yaşamaya mecbur bırakılmaları kötü ve karşı çıkılması gereken bir şeyse (tabii ki kötü ve karşı çıkılmalı); Kürtleri neden kendi öz yurtlarında birer sığıntıdan da öte, yok sayarak yaşamaya mecbur bırakıyorsunuz? Neden sırf kendi hükümranlığınız altındaki Kürtleri değil, diğer üç parça Kürdistan’daki Kürtlerin de birer sığınmacı olarak yaşamasını sağlamak için her türlü uğraşın ve entrikanın içindesiniz? Hani Kürtler de örneğin tıpkı Kıbrıslı Türkler gibi öz kardeşiniz ve canınızdı?

 

*  Kıbrıslı Türkleri azınlık statüsünde görerek onları kendi devletlerine yamamaya çalışmak, keza tüm kolektif ulusal haklarını yok sayıp, onlara üniter devlet dayatmasında bulunmak ırkçı faşizan bir tutumsa; bunu neden yüz yıldır Kürtlere uyguluyorsunuz? Neden bunu sırf kendi hükümranlığınız altındaki Kürdistan Kürtlerine değil, Irak, Suriye ve İran hükümranlığı altında bulunan Kürler için de uyguluyorsunuz? Neden örneğin Rojava Kürtlerini birer azınlıkmış gibi görüyor ve onlara, kendilerini şeriatçı Suriye Arap Cumhuriyeti ilan eden Şam Devletine kayıtsız koşulsuz yamanmasını dayatıyorsunuz?

 

Çok ulusun bir arada yaşadığı ülkelerde, diğer ulusları azınlık statüsünde görüp onlara üniter devlete entegre olma seçeneği dışında bir başka seçenek tanımamak ırkçı faşist bir tutumsa; neden Kürtlerin yüzyıldır devam edegelen, değil iki devletli federal veya konfederal istemlerini, özerklik istemli taleplerini dahi kanla bastırmaktasınız? Öz yönetim ve yerel özerklik talepli istemlerinin kanlı bir kıyıcılıkla bastırılması bizzat sizin iktidarınız döneminde de yaşandı. Binlerce Kürt siyasetçi sırf bu taleplerinden ötürü sizin zulmünüzle hapishanelere tıkılmış durumda. Rojavalı Kürtlere dahi, sırf siyasi bir ulusal statü elde edemesinler diye aynı ırkçı faşist tutumla müdahale etmekte, onların topraklarının bir kısmını hâlâ da işgal altında tutmaktasınız. Kendi müdahaleleriniz yeterli gelmiyor, ABD’den de bunları istiyorsunuz. Ama aynı zamanda utanmadan da çıkıp Rojavalı Kürtlerin de kardeşiniz olduğunu söylüyorsunuz.

Demek ki sizin kardeşliğiniz böyle bir şeymiş! Gerçi bunda yadırganacak bir şey de yok aslında. Çünkü kendinize rol model aldığınız Osmanlı İmparatorluğundaki iktidar ve taht kavgalarında kardeş kanı dökmek mubahtır. Fakat, burada asıl mevzu, Kürt ve Türklerin aynı etnik kökenden gelme bir kardeşliği dahi bulunmuyorken bu “kardeşiz” masalıyla insanları kandırmaya çalışıyor olmanızdır. Elbette bütün halklar kardeştir, ama bu kardeş halkalar arasında yüz yılları bulan kanlı savaşların yaşandığı ve yaşanmakta olduğu da bir başka gerçektir. Bu da tamamen siz zorba egemenlerin, feodal, kapitalist, emperyalist despot devletlerin eseridir. Bu topraklarda farklı etnik köken ve inançtan gelme halklardan olan Ermeniler, Süryaniler, Pontuslar, Kürtler, Türkler ve Kızılbaş Aleviler, Müslüman, Hıristiyan ve Museviler bin yıllarca kardeşçe bir arada yaşamışken; sırf siz zorbaların kendi ulusal ve inançsal çıkarlarınız uğruna bu halklar birbirine “kardeş katili” yapıldı. Ermeniler, Süryaniler, Kürtler ve Kızılbaş Aleviler soykırımlardan geçirildi defalarca kez. Pontuslar ve daha başkaları yerlerinden yurtlarından edildi vs. vs.

 

Kürt ve Türk halkı ve ama özellikle de Türk Devleti ile müzakere yürüten Kürt Siyasal Hareketinin lider kadroları, keza kendisini ilerici-demokrat, sosyal demokrat, sol ve sosyalist addeden tüm siyasi yapı ve özneler Erdoğan şahsında Türk Devletini Kıbrıslı Türk kardeşleri için ileri sürülenleri aynıyla Kürt kardeşleri için de samimiyetle istemeye ve uygulamaya davet etmeli, bunun için basınç oluşturmalıdırlar. Bu hem kitlelerin duyarlılığının sağlanması ve hem de güncel politik mücadelenin bir gereği olarak yapılmalıdır.

 

(*) (https://t24.com.tr/haber/cumhurbaskani-erdogan-kibris-turklerinin-kaybedecek-60-yili-daha-yok-federasyon-modeline-dayanan-birlesmis-milletler-parametreleriyle-vakit-kaybedemeyiz,1250911)