ŞERİAT VE KADIN…

Halil Gündoğan

31.08.2024

 

Tüm  kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale  geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve  keza “9. Yargı Paketi” içine yerleştirilen “tedbir kararlarına itiraz yolunun açılması”nın sağlanmaya çalışılması ve “Kadın ve Aile” yaklaşımlarıyla kadını eve, erkek hizmetine ve çocuk doğurup büyütmeye yönlendirmesiyle ve en son olarak da “Türkiye Yüz Yılı Maarif Modeli” hamlesini de yaparak, önemli oranda gerçekleştirmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

 

Dikkat edilirse, hangi versiyonu olursa olsun, İran modelinden tutun da Suudi Arabistan, Pakistan, Endonezya, Malezya, Afganistan vs. vs. modellerine ve İŞİD’ine kadar, siyasal İslam’a yönelen tüm uygulama örneklerinin baş ve ilk hedefi daima kadınlar olmaktadır

 

AFGANİSTANLI KADINLARIN ÇIĞLIĞI OLABİLMEK…

Halil Gündoğan

24.08.2024

 

Yaşanmakta olan trajediyi olanca çıplaklığıyla, yürek ve vicdanlara usulca haykıran devasa bir ÇIĞLIK: “Hayattayız ama yaşamıyoruz.”

 

Bu çığlık, bir kadının, Afganistanlı tüm diğer kadınlar adına, bundan bir yıl kadar önce kendileriyle röportaj yapmaya çalışan BBC muhabirinin mikrofonuna fısıldanıyor: “Hayattayız ama yaşamıyoruz”

 

Yabanıl derecede ilkel bir dinci/şeriatçı yobazlar güruhu olan Taliban, 20 yıl aradan sonra, bundan üç yıl kadar önce, atomlarına kadar eli kanlı işgalci ABD emperyalizmiyle varılan bir anlaşma sonucu, 15 Ağustos 2021’de tekrardan yönetimi ele geçirdi.

 

TÜRKİYE VE K. KÜRDİSTANLI SOLCULARA YÖNELİK BAYRAK ELEŞTİRİSİ.


Halil Gündoğan

22.08.2024

 

Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar. Harika bir durum… Fakat oldum olası bizim devrimcilerimizin kendi uluslarının bayrağıyla sorunları var. Bunu anlayamıyor ve doğru da bulmuyorum. Bu bayrak bir ulusun bayrağı. Devrimciler, mensubu oldukları ulusun ulusal değerlerine karşı olmamalı.” mealinde bir değerlendirmede bulundu.

EMPERYALİST HAYDUTLAR, 3. DÜNYA SAVAŞI HAZIRLIKLARINI YOĞUNLAŞTIRMAKLA MEŞGUL…

Halil Gündoğan

17.08.2024

 

Bazı sol-sosyalist ve kendilerini komünist addeden kesimler hâlâ (evet, hâlâ) bir 3. Dünya Savaşı çıkacak mı çıkmayacak mı ve keza “süreci belirleyen esas etmen savaş mı devrim mi?” ikilemi girdabında, adeta miskince bir fikirsel jimnastik rehavetiyle, sorunu ele almaya devam ede dursunlar; fakat süreç, maalesef ki hem de çok hızlı bir şekilde, o istenmeyen malûm sona doğru ilerliyor. 

 

Önemle görülmelidir ki bu sorunun, hem kesinlikle hafife alınır bir yanının kalmadığı ve ama hem de gelinen aşama itibariyle, artık geriye dönüş imkanının da hızla tükenmekte olduğu bir sürece girilmiş durumda.

 

İKTİDARIN BÜYÜK YALANI: “HİÇ KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMIYORUZ.”

Halil Gündoğan

10.08.2024

 

Genel olarak tüm siyasal İslamcıların, ama özel olarak da İslamo-faşist Erdoğan ve iktidarının, başvurduğu en kullanışlı “idare etme” araçlarının ilk sırasında hiç kuşkusuz ki dinlerince de serbest sayılan takiyedir. Yani amaçlananı gerçekleştirebilmek için, gözünü dahi kırpmadan YALAN SÖYLEMEKTİR. 

 

“İslam dininde bir Müslümanın zor bir durumdan kurtulmak için İslam’ı inkâr ederek Müslüman değilmiş gibi davranmasıdır” şeklinde bir tanımlanması vardır takiyenin. Yani bir Müslüman için bu, herhalde ki söylenebilecek en büyük yalanların başında geliyor olsa gerek.  Keza “Vikipedi” de aktarıldığına göre: Kur’an’ın Nahl suresinde de takiye yapmaya izin verildiği yazmaktadır. 

 

BESBELLİ Kİ SOL-SOSYALİST ESKİ ‘NOSTALJİK’ SÖYLEMLERİN TEKRARI, BUGÜN ARTIK KİTLELERDE HERHANGİ BİR KARŞILIK BULMUYOR!

Halil Gündoğan

23.06.2024

 

Geçenlerde, “dini bütün” olarak tabir edilen kesimlerden bir ahbabımla, “ne olacak bu memleketin hali” kıvamında sohbetteyken, şöylesi bir cümle kurmuştu: “Abi benim anlamadığım, bunca açlık, yoksulluk, işsizlik ve zulüm varken, yani koşullar aslında tam da siz devrimci solcuların kolayca taban bulmanıza ve kitleleri harekete geçirmenize ve hatta devrim bile yapmanıza bunca uygunken; bu derece atıl ve etkisiz olmanız, sence normal mi?”

 

Dar anlamda “dışımızdan biri”, ama geniş anlamda emekçi halktan biri olması sebebiyle de bizden biri olan ahbabım, bu son derece isabetli ve haklı sorusuyla, aslında acı bir gerçekliğimize parmak basıyordu: Devrimi örgütleyebilmek, yani devrimci siyasal mücadele yürütebilmek için nesnel koşullar böylesine muazzam denilebilecek derece elverişliyken; devrimci sol-sosyalist ve komünist kesimler neden bunu bir türlü “fırsata” çeviremiyor?